MARC VAN DEN REECK - Belçika Başkonsolosu Belçika Başkonsolosu Marc VAN DEN REECK 1830' lu yıllardan başlayarak günümüze dek süregelen Türk-Belçika ilişkisinin ticari, sanayi, tarihi ve edebi boyutlarını da ele alarak geniş bir panoramayı gözler önüne serdi. "Belçika Başkonsolosu olarak İstanbul' a gelişimden itibaren, kentin dünya çapında tanınmış cazibesi, derin tarihi, zengin günlük yaşamının ve İstanbul ve Belçika arasında hem geçmişte hem de günümüzde süregelen güçlü bağlar sebebiyle, bu görevi özellikle ilginç buldum. Belçika' nın 1830 yılında bağımsızlığını kazanmasından kısa bir süre sonra, ülkemiz İstanbul' da bir diplomatik misyon kurmuştu. Ancak Belçika ve o zamanın Osmanlı İmparatorluğu' nun başkenti olan İstanbul arasındaki ilişkiler asıl yüzyılın sonunda gelişti. 1900 yılından bu yana, Sıraselviler caddesinde önceleri bir Diplomatik Temsilcilik, şu anda ise Başkonsolosluk binası olarak hizmet veren ve yakın tarihte yenilenen bina, bu şehirdeki uzun geçmişimizin daimi bir yadigarıdır. Belçika' nın İstanbul' daki ilk yıllarının en güzel bölümü hiç şüphesiz, 19. ve 20. Yüzyıllarda İstanbul' a damgasını vuran ve Agatha Christie, Graham Greene, Edmond About ve pek çok diğer yazar açısından sınırsız bir ilham kaynağı olan efsanevi Şark Ekspresi' dir. Şark Ekspresi, Compagnie Internationale des Wagons-Lits' i kurarak daha 1880' lerde Belçika' nın bir sayfiye şehri olan Ostend' den Viyana' ya ve İstanbul' a seferlerini başlatan Georges Nagelmackers adında Belçika' lı bir bankerin eseridir. Daha sonra, 1899 yılında Nagelmackers' in Wagons-Lits firması tarafından, o zamanlar daha ziyade Belçika' nın İstanbul' daki yatırımları olarak değerlendirilen Pera Palas Oteli ve Tarabya Yazlık Sarayı inşa edildi. Bunu, kısa bir süre içinde Belçika' nın diğer sektörlerdeki yatırımları izledi: Belçikalı firmalar, 1890' larda ve 20. yüzyılın ilk yıllarında İstanbul' u modern bir şehir haline dönüştüren, başta tramvay hattı, gazdağıtım şebekesi, sokak aydınlatma projeleri, elektrik dağıtım şebekesi olmak üzere, pek çok projeye önemli ölçüde katıldı. Belçika ve Türkiye arasındaki mevcut ekonomik ilişkilerin bu zengin geçmişi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir. Herşeyi zaman ve önem perspektifinden değerlendirerek ikili ticaret ve yatırımları görmemize engel olacak şekilde bir yaklaşım geçici ve sathi olur. Ben şahsen, Belçika ve Türkiye arasındaki gibi uzun süreden beri devam eden ve son derece gelişmiş bir ekonomik ilişkinin, karşılıklı anlayış, saygı ve daha güçlü bir ortak menfaat yaklaşımına önemli ölçüde katkıda bulunarak salt ekonomik çerçevenin de ötesine geçeceğine inanıyorum. Günümüzde Türkiye ve Belçika arasındaki ekonomik ilişkiler hiç şüphesiz, bir gelişme ve yoğunlaşma eğilimi göstermektedir. Belçika' dan Türkiye' ye ve Türkiye' den Belçika' ya gerçekleşen ticaretin en önemli özelliği dinamizm, yaratıcılık ve güvendir. Belçika' nın Türkiye' ye ihracatı yılda yaklaşık 51 milyar Belçika frangına (1,5 milyar Amerikan doları) ulaşmış olup, bu oran Türk ekonomisinin genel büyüme hızına bağlı olarak artmaktadır. Tarım sanayii, tekstil, nakliye ve diğer yatırım malları gibi üretim sektörlerinde kullanılan makineler iki ülke arasındaki ticarette önemli bir yer tutmaktadır. Yatırım malları ithalatı ticaret hacminin artmasına katkıda bulunmaktadır. Aslında tüm bu gelişmeler, Belçika' nın Türkiye' ye ihracatının Türkiye' nin son yıllarda yaşadığı olağanüstü ekonomik gelişmeyle yakından ilgili olduğunu göstermektedir. Belçika' nın Türkiye' ye ihracatından başka bir sonuç da çıkarılabilir. Şu anda yıllık % 1,5 civarındaki Belçika' dan Türkiye' ye ihracatın artış oranının sınırlı olması, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında gerçekleştirilen Gümrük Birliği neticesinde Türk piyasasının tam anlamıyla bir ithalat akınına uğramadığını kısmen de olsa açık bir şekilde göstermektedir. Tam tersine, Türk firmaları Gümrük Birliği neticesinde kendi piyasalarında karşılaştıkları yeni dış rekabet baskısına son derece iyi bir şekilde direnmişlerdir. Bu yeni tecrübenin ışığında, açık bir ekonomi olarak, Türkiye kendi rekabet gücünü artırmaya ağırlık vermiş ve bunu yaparken de yavaş yavaş Gümrük Birliği' nin ihracat açısından sunduğu fırsatları keşfetmiştir. Bu olgu Belçika-Türkiye ticaretine ilişkin rakamlarla da gözlenebilir. Geçmişte daha ziyade marjinal bir performansa sahip olan Türkiye' nin Belçika' ya ihracatı, başta tekstil, tarım, tarım sanayii ve değerli olmayan metaller olmak üzere, şu anda yaklaşık olarak 26 milyar Belçika Frangı (0,8 milyar Amerikan doları) seviyesindedir. Ancak, bu ticaret hacminden daha da önemlisi, Türkiye' nin Belçika' ya olan ihracatının son derece ciddi ve istikrarlı bir şekilde artmasıdır; 1997 yılında % 26 ve 1998 yılında % 34 Gümrük Birliği vasıtasıyla Türk firmaları Belçika pazarını ve genel olarak Avrupa pazarını keşfetmiş ve başarılı bir şekilde bu pazarlara yönelmişlerdir, denilebilir. Tüm bunlar, Gümrük Birliği' nin amacına ulaştığını ve beklendiği şekilde iki taraflı etkin bir ekonomik birleşme sağlamakta olduğunu göstermektedir. Rakamlar ve gelişmeler, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği açısından büyük önem taşıyan bu ekonomik entegrasyonda Belçika' nın faal bir rol oynadığını da göstermektedir. Belçika ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerde belki de herşeyden önemlisi, Belçikalı firmaların ve Belçika sermayesinin Türkiye' de ve özellikle de İstanbul ekonomik bölgesinde yatırım yapmaya son derece istekli olmasıdır. Belçika ekonomisi, güçlü sermaye yoğunlaşmalarının bulunduğu bir ekonomi değildir ve genellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin dinamizmiyle gelişmiştir. Belçika' nın yurtdışındaki yatırımları da bu şekilde nitelendirilmektedir. Aslen bu sebepten ötürü de pek çok kişi, İstanbul ekonomik bölgesinde yaklaşık 25 Belçikalı firmanın yatırımları olduğunu, bu firmaların yaklaşık 2.800 kişiye istihdam sağladığını ve toplam 0,5 milyar Amerikan dolarlık bir ciro elde ettiğini öğrenince çok şaşırmaktadır. Bu firmaların bazıları Türkiye' nin üçüncü ülkelere yaptığı ihracata da önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Burada ya doğrudan yabancı yatırım ya da bir Türk ortakla gerçekleştirilen ortak yatırım yoluyla faaliyette bulunan Belçikalı firmaların ortak görüşü kendilerini güvende hissetmeleri ve Türkiye' deki yatırımlardan bir getiri sağladıklarını ve yatırımlarının gelecek vaat ettiğini düşünmeleridir. Bu firmalar, iç piyasanın büyümesini körükleyen Türk müteşebbisinin dinamizmine, ülkenin Orta Asya piyasalarına açılmada oynadığı role, Türk sanayinin uluslararası piyasalara süratle ve son derece iyi bir şekilde adapte olma kabiliyetine önem vermekte ve Türkiye' deki fırsatları değerlendirmek istemektedir. Her iki yönde de tanık olduğumuz sağlıklı bir ticaret performansının yanısıra, şahsen Türkiye' de başarılı Belçika yatırımlarının bulunmasını son derece cesaret verici buluyorum ve bu durumun geleceğe güvenle bakmamızı sağladığını düşünüyorum. Zira ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkilerin son derece dengeli ve sürdürülebilir olmasında aslolan, sermayenin karşılıklı akışı ve uluslararası istihdam fırsatlarının yaratılmasıdır. MARC VAN DEN REECK:" BELGIAN-TURKISH ECONOMIC RELATIONS VIEWED FROM ISTANBUL" In the first year after Belgium' s independence in 1830, our country established a diplomatic mission in Istanbul. The recently renovated building on Sıraselviler street, which houses the Belgian mission in Istanbul since 1900, first as the Legation, now as the Consulate General, is by itself a permanent reminder of our long-standing involvement in this city. The most fascinating part of the Belgian involvement in Istanbul is the legendary Orient Express, an unlimited source of inspiration for authors like Agatha Christie, Graham Greene and Edmond About. Construction of the Pera Palas Hotel and the Therapia Summer Palace in 1899 were followed by other projects such as the development of a tramway system, construction of gas distribution lines, street illumination projects and establishment of an electricity supply grid. It is against this rich historical background that current economic exchanges between Belgium and Turkey are to be viewed. Today' s economic ties between the two countries are in a trend of growth and consolidation: Belgian exports to Turkey have reached 51 billion BEF (15 billion USD). Machinery for agro-industry and textiles, transport equipment and other investment goods account for a considerable part of this trade volume. Turkish exports to Belgium have reached 26 billion BEF (0.8 billion USD), with textiles, agriculture, agro-industry and non-precious metals in a leading role. Belgian companies are also keen on investing in Turkey and there are 25 Belgian companies which have invested around Istanbul, with a total turnover of 0.5 billion USD. Along with the healthy trade performance in both directions, I consider the presence of successful Belgian investment in Turkey as one of the most encouraging thoughts, justifying confidence in the future. Elegans'a mail |