Elegans Logo

DENİZ GÖKÇE Gazeteci - Ekonomist
DÖVİZ AÇISINDAN ASYA VE RUSYA KRİZİ



Deniz GÖKÇE ile gerçekleştirilen toplantıda, 1994 krizi ile 1998' in suni krizi mukayese edilirken, Türkiye' nin enflasyon haritası çıkarıldı ve döviz rezervimiz ele alındı.
Enflasyon Türkiye' de ilk defa 1940' lı yıllarda yükseliyor. Daha sonra düşüyor ve 1946 yılında tekrar yükseliyor. 1950' li yıllarda enflasyon yükselmede. 1958 yılında Demokrat Parti' nin başının belaya girmsei ve 1960' daki ihtilalle enflasyon tekrar düşüyor. 1970' li yıllar dışardan ithal edilen enflasyon dönemi.1978-80 yıllarında enflasyon zirvede. Fakat en ilginç dönem 1986-87. 1987 yılından itibaren yasaklı siyasiler serbest bırakılıyor ve siyasete rekabet geliyor ve siyaset yeniden bölünüyor. Sonra 1994 krizi. Son on yıldır ise Türkiye' de enflasyonu düşüremiyoruz. Bugün Türkiye' deki enflasyon, dünyadaki normlara hiç uymuyor. Şimdi Türkiye' de enflasyon nasıl düşürülüyor? İlk altı ayda yeni hükümet gelir gelmez kamu fiyatlarına zam yapıyor. Peki niçin? Bütçe açığını kapatmak için. Devlet kamu fiyatlarını artırarak bütçe açığını toparlıyor ama, öteki tarafta enflasyonun yükselmesine neden oluyor. Kamu fiyatlarını tuttuğumuzda enflasyon aşağı iniyor ama bu sefer bütçe açığı büyüyor. Enflasyonla mücadele ederken bir taraftan bütçe açığını kapatacak birşeyler yaptığınızda, enflasyonla birlikte bütçe açığı da küçülüyor. İşte strateji bu... Şimdi ki seçimlerden sonra yapılacak olan da bu stratejidir. Ben yine ANAP, DSP ve DYP' den oluşacak bir koalisyon hükümetinin oluşmasını bekliyorum. Bu siyasi senaryo gerçekleştiği takdirde Hazine bürokrasisi, yeni koalisyonda da aynı stratejiyi uygulayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken 1998 yılının tümünde enflasyonun aşağı doğru iniyor olmasıdır. Ocak ayında %92'lerden, sene sonunda %54' lere kadar inmiştir. Kısaca Türkiye' de enflasyon dinamiktir.

Türkiye' de son on yılın döviz rezerv rakamlarına baktığımızda rezervlerin iki yerde toplandığını görüyoruz. İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası' nda ve ikinci olarak Türk Bankacılık Sistemi' nde. Döviz rezervlerinin aşağı yukarı 2/3' ü Merkez Bankası' nda, 1/3' ü de bankacılık sisteminde bulunuyor. Şahısların ve şirketlerin elindeki döviz burada gözükmüyor çünkü, bununla ilgili istatistikler elimizde mevcut değil. Türkiye' de eldeki dövizin mevcut rakamlardan daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Burada çok ilginç bir şey var. Faizlerin neden yüksek kaldığını buradan görebilirsiniz. Türkiye' nin dış borç ödemesindeki en önemli ödemeler 6 aylık devrelerde ödenen 2-3 yıl vadeli döviz cinsi tahvil borçlarıdır. Haziran ve Aralık ayı sonlarında ödemesi gelen borçlar, yazın turizmden gelen döviz girdilerinden dolayı ekonomide sıkıntıya neden olmaz. Bundan dolayı Türkiye' de yaz mevsiminde hiçbir zaman döviz krizi olmaz. Örneğin son on yılda olan krizler, 5 Şubat 1988, 14 Ekim 1988, 15 Ocak 1991 ve 13 Ocak 1994 tarihindeydi. Türkiye' nin toplam döviz rezervleri yıl sonunda hep azalır, nisan ayından itibaren yükselmeye başlar. Bu nedenle dövizde Türkiye' nin kritik ayları, kasım, aralık ve ocak aylarıdır. Bu yüzden Merkez Bankası bu aylarda faizleri yüksek tutar. Bu mevsimlik bir olgudur ve her sene bu böyledir.

Asya ve Rusya krizinin döviz açısından Türkiye' nin aleyhine değil lehine olduğu ortaya çıkmaktadır. Asya krizinin başlangıç sinyali haziran 1997' de Tayland' ın karışması ile başladı. Haziran 1997 yılında Türkiye' nin döviz rezervleri 16 milyar dolardı. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında döviz rezervleri arttı. Temmuz ayında ödemelerin gelmesiyle rezervlerde 2-3 milyar dolarlık azalma oldu. Daha sonra döviz gelmeye başladı ve Türkiye' nin döviz rezervleri 16 milyar dolara çıktı. Bu döviz girdisi yabancı satışlar, yerli satışlar ve Merkez Bankası' nın kendi faaliyetleri çerçevesinde aldığı döviz alışlarından oluşmaktadır. Ödemeler Dengesi istatistikleri düzgün olmadığı için 10 milyar dolar dövizin içinde bu üç faktörün oranlarını bilemiyoruz. Bu arada Merkez Bankası açık piyasa işlemleri dediğimiz repo işlemleri yapmak zorunda kalıyor ve bu da faizleri yüksek tutuyor. Ancak Merkez Bankası çaresiz duruma geldi. Peki bu döviz niçin geliyordu? Türkiye' de yatırım amacıyla. Peki yabancılar risksizliği nasıl sağlıyorlardı?

Vadeli Forward Kontratla dövizi fiks bir kurdan alarak. Bunun üzerine Hazine bankaların yapacağı Forward Kontratları sınırlardı. Bu ilk kritik karardı. Yabancılara riskten korunma aracı verilmedi. Döviz rezervlerinde azalma başladı. Vergi reformu, erken seçim kararı, Rusya krizi, Brezilya derken 1999 yılının başında döviz rezervleri 20 milyar dolar seviyesindeydi. Bütün bunlara rağmen çok şanslıydık çünkü kriz döviz rezervlerinin rekor seviyelerde olduğu Ağustos ayında çıkmıştı. Buradan çıkacak sonuç; Türkiye' de fiziki bir döviz sıkıntısı var mı? Hayır yok. Peki ama kriz var mı? Evet var. Peki ama kriz neden oluyor? Çünlü herkesin kafasında halen 1993 krizi var. 1993 krizi ile 1998' deki ekonomik durumu karşılaştırdığımızda bir benzerlik görünmüyor. Sadece siyasi belirsizliğin artmasıyla faizlerde kontrolsüzce bir artış olduğu ve faizleri iyi kontrol edemediğimiz ortaya çıkıyor. Fakat ortada 1993 benzeri bir kriz senaryosu yok. Herkes 1993' te yaşanan krizin benzeri bir kriz olması korkusuyla döviz açıklarını kapatmaya kalkınca faiz oranarının yükselmesine neden oldular. Şimdi Türkiye' de döviz rakamlarına bakınız 1998 yılının ilk ayı döviz rezervi 27 milyar dolar iken 1999 yılının ilk ayında 31 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye' de Rusya krizinden sonra bile fiziki bir döviz sıkıntısı olmamıştır. Sonuç olarak 1993 benzeri bir kriz olasılığı yoktur.

DENİZ GÖKÇE: "THE CRISIS IN ASIA AND RUSSIA AND ITS IMPACT ON FOREIGN CURRENCY RESERVES OF TURKEY"
In the past 10 years, Turkey has not succeeded in pulling down the inflation rate. The general trend of the governments was to increase the prices of public goods and services which has led to inflation. If they did not increase the prices, inflation went down but the deficit soared. During the last coalition government, measures were taken to reduce the budget deficit and inflation simultaneously and inflation was pulled down. It is difficult to give an exact figure of our foreign currency reserves because we do not have statistic related to the those in private hands. Turkey is obliged to make payments for her foreign debts every June and December. The payment in June is relatively unproblematic due to the tourism reserves from the summer. However, the winter months posc a problem and in the past decade all of the foreign currency crisis have erupted in the winter months. We were lucky because the global crisis occurred in August when our reserves were at their maximum. That is why we can not talk of a physical reserve depletion although Turkey is going through a crisis because of the psychological impact of the 1993 crisis.


MEDYATEXT
Elegans'a mail