Elegans Logo
YASALARA UYGUN ÖDEYENLER İÇİN TÜRKİYE VERGİ CEHENNEMİ

ŞÜKRÜ KIZILOT - Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi


Doç. Dr. Şükrü KIZILOT, kamuoyunda çeşitli tartışmalara yolaçan yeni vergi mevzuatı konusunda hem TÜGİAD Genel Merkezi' nde hem de Ankara Koordinatörlüğü' nde düzenlenen eğitim toplantılarının konuk konuşmacısıydı.

"Son günlerde sokakta, evde, basında ve toplantılarda en çok konuşulan konu vergi mevzuatı. Bence herkes kendi konusunda yeni çıkan vergi mevzuatı ile ilgili çok geniş bilgi edindi. Ancak ben bu bilgilerden daha fazlasını ve detaylısını sizlere aktarmak istiyorum."

Aylarca süren tartışmalardan sonra bir vergi yasası çıkarıldı. Bu yasa çoğu uygulama esaslarını Maliye Bakanlığı' na bıraktığı için yasanın da çıkması yeterli olmadı ve bu kez tebliğler beklenmeye başlandı. Bu arada 15 Eylülde blokaj denilen çok önemli bir tebliğ çıktı ve ardından 30 Eylül kararlarına gelindi. 30 Eylülden itibaren Mali Milad başladı. 30 Eylül Milası' na ilişkin çeşitli sorunlar olduğunu olduğunu belirten KIZILOT bu miladın, öncelikli olarak blokaj ve emlak vergisi nedeniyle önemine dikkat çekti. Şükrü KIZILOT şunlari söyledi: "30 Eylül olayı birincisi blokaj dediğimiz yönüyle önemli. İkincisi ise satıldığı halde fazlası düzenlenmemiş mallar, üçüncüsü de emlak vergisi" Bunlardan önce yeni vergi mevzuatını ana hatlarıyla açıklamak istediğini belirtti. "Niçin bu vergi konusu bu kadar tartışma haline geldi? Niçin ısrarla vergi üzerinde duruluyor? Devletin üstlenmiş olduğu kamu hizmetlerini gerçekleştirebilmesi için kaynağa ihtiyacı vardır. Bu kaynakların en sağlıklısı vergi gelirleridir. Bunu dışında devletin gelir elde etmesi için diğer bir yol da para basmasıdır. Bu en kolay yoldur ancak, enflasyonu yukarıya çekeceği için maliyeti fazladır. Bir diğeri ise borçlanmasıdır bu da maliyetli bir yoldur. Çünkü % 120, % 130, % 140' a varan faiz ile birlikte alınan yüz birim, 220-230 birim olarak iade ediliyor. Vergi gelirlerinin avantajı maliyetinin % 1 olmasıdır. Yani her yüz liranın bir lira maliyeti vardır ve doksan dokuz lirası devlete kalır. Bu nedenle vergi devlet için daha avantajlıdır. Bu sıralarda devletin gelir elde etmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi ya borç alması ya da vergi almasıdır. Devlet ilk olarak vergi almaya çalışır ancak, alamazsa borçlanma yoluna gider. Şu anda alınan verginin % 67' si iç borç faizlerine gitmektedir. Bu iç borç faizi de giderek büyümekte olduğu için reform diye adlandırılan bir çalışma yapıldı. Çekirdek kadro Odalar Birliği bünyesinde oluşturulan bir kuruldu. Benim de içinde bulunduğum bu komisyonun yaptığı çalışmada mevcut Vergi Yasaıi olması gerektiği şekilde düzenlenmiştir. Bu komisyonun bir kısmı da Maliye Bakanlığı' nın hesap uzmanı kökenli üst düzey yöneticilerinden oluştu. Bunu dışındakiler birkaç akademisyendi. Vergi Reform Komisyonu adı ile bu kurul aylarca süren çalışmalarda bulundu ve herkesin fikri aynı idi. Türkiye' nin birçok yörelerine gidip halkın bu konulardaki görüşleri alındı. Sonuç itibarıyle vergisini hakkı ile ödeyenler için ise bir cehenneme benzediği görüşünde idiler. Bütün vatandaşın en geç beş yıl içinde batacağı yönündeydi. Bütün bu görüşlerden ve fikirlerden yola çıkılarak birçok kararlar alındı. Gelir vergisinde, kurumlar vergisinde, emlak vergisinde ve harçlarda oranlar düşürüldü. Kazanılmayan gelirin vergisinin alınması kaldırıldı. Örneğin hayat standardı esası kaldırıldı. Hiç kazanç sağlamasa bile bir evvelki yılın kazancını baz alarak alınan geçici vergi esası kaldırdı. Bunu yerine cari yıl kazancı baz alınan bir uygulama getirildi. Bu arada aile reisi uygulaması kaldırıldı. Bundan sonra eşler gelirlerini bildirmek için ayrı ayrı beyanname verecekler. Bütün gelirlerin aynı havuzda toplanması sisteminden vazgeçildi. Örneğin ticari kazancı olan birisi faiz geliri var ise enflasyondan arındırıldıktan sonra iki buçuk milyarı aşıyor ise beyan edilecek. Ücret geliri var ise ve bu ücret geliri yine iki buçuk milyarı geçiyor ise beyan edilmesi zorunluluğu getirildi. Ayrı ayrı gelir unsurları ele alındı ve devlet haksız yere aldığı vergiye de bir uygulama getirdi. Bu verginin alımında % 10 iki geri ödeme de ise % 8 ölçüsü getirilmiştir. Vergi cezaları ile ilgili birtakım düzenlemeler getirildi. Bu cezalar bahsedildiği gibi ağırlaştırılmadı, tam tersine aşağıya çekildi. Örneğin bir yıl içersinde dört kere fatura kesmeyen, kaçakçılığa teşebbüs etmiş sayılıyordu ve hapis cezası vardı ancak, bu bütünüyle kaldırıldı. Vesikasız mal bulundurmanın da hapis cezası vardı bu da bütünüyle kaldırıldı. Maliyenin yetkililerine bilgi verilmediği takdirde usulsüzlük cezası kesiliyordu ve bir dahaki yıl tekrar edildiğinde hapis cezası vardı, bu uygulama da kalktı. Sahte ve kapsam itibarıyle yaratıcı belge kullanma fiili önceden bilerek kullanılması ancak, bugünkü düzenlemede 'bilerek' kelimesi kaldırıldı, sadece kullanılması yeterli görüldü ve ceza hükmü üç yıla kadar hapis cezası olarak kararlaştırıldı. Sorumluluk yönünden işadamlarını ilgilendiren yeni bir düzenleme var. 6183 sayılı kanunun 35. Maddesi değiştirildi. Önceden limited şirket ortakları şirketteki sermaye payları neyse o pay kadar vergi borcundan sorumlulardı. Şimdi, yeni yasayla şirket ortağı, hissesi oranında sorumlu olacak. O anlamda artık limited şirket pek cazip değil, anonim şirkete dönüştürmek gerekiyor. Gayrimenkullerin satışına vergi uygulaması getirildi. Bir gayrimenkul kaç sene içerisinde satılırsa satılsın bu satışlara gelir vergisi ödenecek. Bu yıl verilen emlak vergisi beyannameleri önem kazandı. Bu beyannamelerdeki değer maliyeti satış bedeliyle kıyaslanacak ve aradaki fark gelir vergisine konu olacak. 1999 yılı için üç buçuk milyarlık bir sınır getirildi. En önemlisi bundan sonra kişilere 'nereden buldun' ve 'nasıl aldın' diye soru sorulacak. Bu nedenle 30 Eylül' de blokaj yapıldı. İnsanlardan yastık altındaki paralarının bloke edilmesi istendi. Bütün bunların yanıs sıra stok affı diye bir af getirildi. Örneğin bir işletmede mal mevcut fakat, faturası yoksa, bu mallar 30 Eylül tarihine kadar sadece KDV' si ödenerek beyan edildi. Buda tahsil edilen KDV' nin içinden alınacak. Ayrıca vergi oranları indi, hayat standardı kalktı dedim ancak, 1999 yılı vergi yönünden en ağır yıl olacak. 1999 yılında son olarak vergiler yüksek oranlardan ödenecek. Şirketler % 44 oranında vergi ödeyecekler, % 25' de geçici vergi ödeyecekler. Sonra kar dağıtmalar olacak ve bunun sonucunda satopaj ortaya çıkacak, ortaklar o kar dağıtılmışsa; ortaklarda bu karı beyan edip gelir vergisi ödeyecekler. Dolayısıyla kazancını beyan eden işletmenin sermayesinin azalması söz konusu olacak. Yatırım yapanlar için avantaj getirildi. Yatırım indiriminde 3 yıllık bir endeksleme vardı, bu sınırsız hale getirildi. Gelecek yıl yapılacak yatırım için bir önceki yıldan yatırım indirimi imkanı var. Dolayısıyla fazla kazancı bir işletme, teşvik bir işletme, teşvik belgesi alıp ben şu kadar yatırım yapacağım demek suretiyle ödeyeceği vergiyi aşağıya çekebilir. Konut kira gelirlerinde istisna iki yüz kırk milyon olmuştur. Bu rakamı aşan durumlarda beyan edilmesi gerekecek. İşyeri kira bedellerinde ' 98' de iki buçuk, '99' da üç buçuk milyar lirayı aşar ise beyan edilecek. Bankalarda hazine bonosu, mevduat faizi, repo geliri olanlar, enflasyondan arındırıldıktan sonra miktarı, iki buçuk milyarı aşıyor ise beyan edecekler. Borsada elde edilen kazançların vergilendirilmesinde bir yıllık bir süre var. Hisse senetlerinin bir sene içinde satılması halinde 1999 yılından itibaren gelir vergisine tabi tutulacak . Enflasyonda arındırıldıktan sonra üç buçuk milyar lirayı aşması halinde vergi ödenecek. Daha önce ceza ve vergide uzlaşma vardı. Şimdi cezada da uzlaşma kaldırıldı, sadece vergide indirim var. Ancak vergideki indirim cezaya da aynen yansıyacak. Ceza uygulaması değişti 'vergide kusur' diye bir ceza vardı. Kusur cezası verginin % 50' si idi, ağır kusur da bunu iki katıydı, bu uygulama değştirildi. Bu yönüyle cezalar daha da önlenemez bir hale geldi. Dolayısıyla bunu da vergi itilaflarını artıracağı zannediliyor.Yapılan araştırmalara göre ayrgıya intikal eden itilafların % 90' ı mükelleflerin lehine sonuçlanıyor. Bütün bunlara ilave olarak 2003 yılında cezaya da müdafaa uygulanması sözkonusudur."

ŞÜKRÜ KIZILOT: "FOR THOSE WHO COMPLY WITH THE LAWS, TURKEY IS A TAX HELL"
We are face to face with the best the best tax legislation in the last 13 years. In fact some provisions can be considered a reform though not all. The new regulations were formulated after a consultation process with the different segments of the society. The widest of such consultative frameworks was the Tax Reforms Commission within the Turkish Union of Chambers of Commerce. The members of the Commission were top officials of the Ministry of Finance as well as academicians. The general view in the Turkish public opinion was that tax laws, Turkey is a tax hell. For those who evade tax, it is a tax haven. Thus the aim is to increase tax revenues without overburdening the tax payers any further, pull down he rates, increase the tax base and prevent the non-registered economy. One of the most important regularions is that the pool system has been abolished. Tax rates have gone down from 25 to 15 per cent in the lowest segment and from 55 to 40 in the highest segment. However, the corporate tax burden of the tax payer has gone up. As for the wafe-earners, the lowest rate is 20 and the highest is 45 per cent. The new lwgislation has cahnged the liability of the shareholders of limited companies. The shareholders are now responsible to the extent of their shares from any tax debts. There are also new responsible for penalties since some of the prison sentences have been removed and others have been reduced.

MEDYATEXT
Elegans'a mail