VERGİ ENFLASYONU ÖNLEYİCİ BİR ARAÇ DEĞİLDİR
Mahfi Eğilmez - TOPRAKBANK Yönetim Kurulu Başkanı T.C. Başbakanlık Eski Hazine Müsteşarı
Eğilmez konuşmasına kendisine verilen bu fırsat için teşekkür ederek başladı. " Ben konuşmamda ekonomiyle ilgili bir kaç iyi haber vermek ve bunlara dayalı olarak da bir iki yorumda bulunmak istiyorum.
Reuters dan çıkardığım haberlerden bazılarını sizlere aktarmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi finansal krizin yarattığı sıkıntılar yavaş yavaş açılıyormuş gibi bir iyimser hava doğmaya başladı. Bu ikili bir tartışmayı gündeme getirmiştir. Birisi krizin dip noktaya vurduğu ve döndüğü diğeri ise henüz dip noktaya vurmadığıdır. Genel olarak piyasalara baktığımızda bugüne kadar ihmal edilmiş olan IMF'nin kota arttırımı meselesi vardır. Aşağı yukarı 92 milyar dolar tutarında bir kota arttırımı söz konusudur. Bu IMF kurallarına göre her beş yılda yapılması gereken bir arttırımdır. En son 1990 yılında yapılmıştır. 1995 yılında olmasa da 2yıllık bir gecikme ile 1997 yılında tamamlanması gerekiyordu ancak tamamlanmadı. Bunun sebebi de Amerikan vergi ödeyicilerinin, Amerikan hükümetinin IMF 'e 18 milyar dolarlık ki bu kotaların en büyük payını teşkil etmektedir;buna kamuoyunun karşı çıkışını kongre bir türlü aşamadı daha doğrusu kongrede aşmak istemedi ve hükümette aşamadı. En son olarak kongreden de geçti ve onaylandı. Sonuç olarak IMF'in elinde yine 92 milyar dolarlık bir kota oluştu. Bu da iyi haberlerden bir tanesi.
Rusya'ya Avrupa Birliği ülkeleri yardım kararı aldılar. 472 milyon dolarlık gıda yardımı yapmaktalar. Bu yardım da pirinç, çavdar gibi kalemlerden meydana geliyor. Bu yardımı bir kenara koyarsak en sahipsiz ülke şu anda RUSYA'DIR.
Diğer olumlu bir gelişme ise Brezilya'ya yapılacak olan yardımın 30 milyar dolardan 45 milyar dolara çıkmasıdır. Bunlar dünya piyasasında bir takım olumlu gelişmelerin göstergeleridir.
Arjantin iki tane borçlanma yaparak dış borçlanmayı tamamladı. Bu da dış borç piyasalarının artık yavaş yavaş dışarıya açıldığının bir göstergesidir.
Diğer olumlu bir haber ise Ekim ayı enflasyon rakamlarının beklenenin altında olmasıdır. Burada aslında karışık bir görüntü söz konusudur. 55. Hükümet başa geldiğinde%76 civarında olan toptan eşya endeksi bugün 62'ye inmiş gözüküyor. Enflasyonu toptan eşya endeksi olarak alırsak %13.5 'lik bir düşüş bulunmaktadır. Ancak tüketici fiyatları olarak alırsak iniş sadece 1.4 puandır. Dolayısıyla enflasyondaki iniş trendi henüz sokağa yansımamıştır. Bu böyle devam derse aradaki fark yavaş yavaş kapanmaya başlayacaktır.
Dış borçlanma yapamayan hazine bu yılın ilk 3.ve 4. ayından itibaren iki bankaya yeni bir borçlanma yetkisi verdi. Bu dış borçlanmadan herkes çok umutlu bunun neticesi olarak Türkiye 500 milyon mark civarında yeni bir dış krediyi hazine kanalıyla alacak gibi gözüküyor. Özellikle yılın geri kalan kısmında 1 milyar doların biraz üstünde bir dış borç servisiyle karşı karşıya bulunan hazinenin önümüzdeki yılın ilk altı ayındaki borç yükü 3.9 milyar dolar civarındadır. Bu büyük bir borç ve dış borçlanma yapmadan bunu çevirmesi giderek zorlaşmaktadır. Çeşitli çözümler bulundu içerden dövizle içerden borçlanma yapıldı bu biraz nefes aldırsa da benim kanaatimce faiz referansını yükselten bir girişim oldu. Çünkü içerde dolar bazında %12 ile borçlanıldı. Hazine bugüne kadar bu işten 250 milyon dolarlık bir borç sağladı. Dışarıdan gelecek olan 500 milyon marklık borçlanma hazine kadar bankalar ve özel sektör içinde çok önemli. Koç bank 125 milyon dolarlık bir sendikasyon kredisini gerçekleştirdi ve bu rakamlar fevkalade olumlu.
Bütün bu olumlu gelişmelerin sonucu olarak menkul kıymetler borsasının trendi yukarıya doğru gidecektir.
Böylelikle hem içeriden hem dışarıdan olumlu bir hava karşımıza çıkmakta.
Bu durumda bizim devletimizin yapması gereken şey bu olumlu havayı bozmamaktır. Önümüzdeki senenin kaderini ilk üç aydan itibaren vergi kanunun uygulaması gibi bazı hususlar belirleyecektir.
Vergi düşünüldüğü gibi enflasyon önleyici bir araç değildir. Eğer iyi kullanılırsa enflasyonu düşürür ancak kötü kullanılır ise tam tersine enflasyonu arttırır.
Vergiyi toplayacağınız kesimler orta ve yüksek kesimlerdir. Bu gruplardan toplayıp ta eğer daha düşük gelirli kesimlere aktarıyorsanız tüketimi yükseltiyorsunuz demektir; buda talep yaratır ve enflasyon üzerinde olumsuz etki meydana getirir. Bu nedenle devletin topladığı vergiyi tasarruf edip dış borçlanmanın tasfiyesinde kullanması ya da bu parayı sterilize edip bütçe fazlasına gitmesi ve eğer Merkez Bankasına borcu varsa oraya ödemesi yok ise yine Merkez Bankasına repo etmek süreti ile kullanması gerekmektedir. Aksi halde piyasada aşırı bir talep yaratılabilir.
MAHFİ EĞİLMEZ
I would like to share some good news about the economy. The 92 billion dollar-UMF quota that was scheduled for 1995 was postponed due to the pressure of the American taxpayers on the U.S. Congress. The first good news is that the Congress recently approved this. The European Union countries hae decided to provide aid to Russia. Russia is now receiving a 472 million dollar food aid. Another positive development is that the amount of aid to go to Brazil was increased from 30 to 45 billion dollars. These are all indications of positive trends in the world markets. Another good news for Turkey is that the inflation rate for October is lower than the predictions . The Treasury has authorised two banks to borrow as of the 3rd and the 4th months of next year. As a result of this, a new loan of about 500 million DM will enter the country. The stock exchange trend is expected to start climbing due to all these positive developments. What the state has to do now is try not to disturb this positive environment. Factors such as the new tax law will shape the destiny of the next year starting with the first three months. Tax is not an inflation-preventing tool as it is often thought to be. In order for taxation to reduce inflation the state has to use tax revenues to pay off foreign debts to the Central Bank
Elegans'a mail
|