Elegans Logo
ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI

Dr. Med. Ahmet ÖZTÜRK- Intermed Tıp Merkezi Tıbbi Kurul Başkanı


Toplu yerde yaşayanlarda oldukça sık görülen üst solunu yolu enfeksiyonları, yaşam boyunca en sık görülen, çoğumuzun bizzat yılda birkaç kez geçirdiği hastalıklardır. Meydana gelişinde sıklıkla viral etkenlerin de rol oynaması sebebiyle uygun olmayan antibiyotik kullanımının sık rastlanılan nedenleri arasındadır.

Soğuk Algınlığı (Common Cold)
Virüslerin etken olduğu, hafif seyirli, kendiliğinden iyileşen ve üst solunum yollarının tutulumu ile karakterize olan sendromdur. Az sayıda olguda komplikasyon olarak paranazal sinüslerde ve orta kulakta sekonder bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir. Bu gibi durumlarda antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulur. Soğuk algınlığına neden olan virüsler değişik gruplar içindedir. Kalabalık ve kapalı ortamlar enfeksiyonun yayılmasını kolaylaştırır. Sigara kullananlarda üst solunum yolu enfeksiyonları aynı sıklıkla görülmesine karşın daha şiddetli seyretmektedir. Yayılım, deri ve enfekte madde ile direkt temas veya havada taşınan büyük partiküler aracılığı ile olabilir. Nazal mukusta en yüksek orandaki virüs 2. ve 4. Günler arasında saptanır. Bu dönemde bulaşma oranı en yüksektir. Enfekte elle kendi kendine bulaştırma önmeli yayılım yollarından biridir. Solunum yolları ile ilgili virüsler dünya üzerinde geniş bir yayılım alanına sahiptir. Yıllık epidemiler (kütlesel oluşumlar) tropikal bölgelerde, yağmurlu mevsimlerde diğer yerlerde ise soğuk aylarda meydana gelir. Hastalık genellikle sonbahar başında ve ilkbahar ortasından sonuna kadar olan dönemde ve kış aylarında çok bariz bir şekilde arrtma gösterir. Okulların açık olduğu kış aylarında yayılımın daha kolay olması, kış aylarında atak hızının daha fazla olmasını açıklayan nedenlerden biridir. Havadaki nem oranında mevsimlere bağlı olarak meydana gelen değişiklikler virüs yaşamasını etkiler. Çocuk sahibi olan erişkinlerde soğuk algınlığı bulaşma oranı daha yüksektir. Bademciklerin alınmış olması soğuk algınlığı bulaşma oranını azaltmaz. Çocuklar üst solunum yolu virüsleri için en önemli taşıyıcı konaktırlar. Enfeksiyonun yayılımı genellikle evde, okulda ve çocuk yuvalarında meydana gelir. Yeni virüs tiplerini okul arkadaşlarından alan çocuklar, bunları eve taşıyarak ailenin diğer üyelerine transfer ederler. Enfeksiyon tipik olarak kısa sürelidir ve kendiliğinden iyileşir. Hastalığın meydana çıkış süresi ortalama iki gündür. (1-5 dün de olabilir) Solunum yolu virüsleri, üst solunum yollarının bakteiryel florasını değiştirerek sekonder bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilir. İşte bu gibi durumlarda antibiyotik kullanımı zorunludur.

Klinik
Soğuk algınlığının en belirgin bulguları burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı ve öksürüktür. Bu semptomlara hafif ateş eşlik edebilir. Erişkinlerde vücut ısısındaki yükselme genellikle 1derece' den fazla olmaz. Çocuklarda ve bebeklerde ateş daha yüksek olabilir. Bunun bulguları ile beraber hastalar boğazda kuruma ve ağrıdan yakınırlar. Öksürük ve ses kısıklığı genellikle birinci haftanın sonuna kadar devam eder. Şikayetler genellikle bir hafta sürer. 4/1 olguda da iki haftaya kadar uzayabilir. Sigara içenlerde öksürük daha şiddetli ve uzun sürelidir. Hastalar gözlerde yanma hissinden yakınabilirler. Tat ve koku alma duyusunda kayığ, kulaklarda basınç hissi, sinüslerin ya da östeki borusunun tıkanmasına veya mukozal sinüse bağlı olarak gelişen semptomlardır. Hastalığın subjektif yakınmalarının çokluğuna rağmen fizik inceleme bulguları oldukça azdır. Burun genellikle lırmızı renkli ve akıntılıdır. Burun mukozasının parlak bir görünümü vardır.

Tanı
Semptonların tipik olması ile genellikle hastalar kendi kendilerine tanı koyabilirler. Tanıda en önemli nokta ve sekonder bakteriyel sinüzit ve otitis media (orta kulak iltihabı) olgularını komplike olmayan soğuk algınlığından ayırabilmektir. Üst solunum yollarının fizik incelemesi büyük önem taşır. Soğuk algınlığı semptomları olan hastalarda sinüs grafisi ve akciğer grafisi önerilmektedir. Üst solunum yolu virüslerinin çoğu hücre kültürlerinde üretilebilir. Ancak klinikte spesifik viral tanıya ihtiyaç yoktur.

Tedavi
Komplike olmayan soğuk algınlığı olgularında yalnızca semptomatik tedavi önerilir. Antibiyotik tedavisinin yeri yoktur. Burun tıkanıklığıbı azaltmak veya burun sekresyonlarının akımını sağlamak dekonjestan damla ya da spreyler kullanılabilir. Bu damla ya da spreyler 4 saat aralıklarla uygulanabilir. Hastalar bu ilaçları 3-4 günden fazla kullanmamalıdır. Antihistaminik ilaçlar hapşırığı azaltıcı etkiye sahiptir. Ayrıca bunun sekresyonlarında da bir miktar azalmaya neden olabilirler. Öksürüğe karşı öksürük giderici ilaçlar önerilir. Boğaz ağrısı için ılık serumfizyolojik ya da lokal anestetik içeren gargaralar kullanılır. Başağrısı ve diğer halsizlik semptomlarının belirgin olduğu durumlarda aspirin, parasetamol yatak isitrahati en iyi tedavi seçenekleridir. Düzenli el yıkama ve bunun sekresyonları ,şe çevreyi bulaştırmamaya özen gösterme enfeksiyonun yayılımını azaltır. Yüksek doz vitamin C' nin soğuk algınlığı korumasında ve tedavisinde etkisi yoktur. Hastalıklı kişilerin kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaması önemlidir. Değişik virüs gruplarından oluşturulan ve her yıl tazelenen aşının hastalığın hafif geçmesinden faydası olduğu söylenebilir. Toplum sağlığı bakımından çok önemli bir rahatsızlık olduğunu ayrıca vuruglamak isterim.

MEDYATEXT
Elegans'a mail