AVRUPA BİRLİĞİ PARA
BİRİMİ - EURO
HAKAN HANLI Avrupa Topluluğu’ nu kuran Roma Anlaşmasında dağınık olarak ifade edilen parasal birliğin kurulması hususunda, Aralık 1969 tarihinde Avrupa Topluluğu La Haye Zirvesi’ nde, ilk olarak Avrupa Ekonomik ve Para Birliği oluşturulması konusu gündeme getirilmiş ve Lüksemburg’ lu Başkan Sayın Werner’ in komitesinin, 8 Ekim 1970 tarihinde hazırladığı “Wernwe Raporu” ile kademeli olarak gerçekle?tirilecek; üye ülkelerin döviz kurlarını sabitleştirip, sermayenin serbestçe dolaşabilmesi ve milli paraların konvertibilitesinin sağlanabilmesi amacıyla, bir Topluluk Merkez Bankası ve Ortak Rezerv Fonu kurulması öngörülmüşttür. Fakat bu dönemde yaşanılan; “Bretton Woods” uluslararası para sisteminin çöküşü, petrol krizi ve ekonomik durgunluk, bu çalışmaları kötü yönde etkilemiştir. 1977 tarihinde yeniden başlayan çalışmalar sonucunda; Aralık 1978 AET Brüksel Zirvesi’ nde “Avrupa Para Sistemi” nin yürürlüğe konulmasının ardından, 1987 tarihinde Tek Avrupa Senedi (Single European Act) ile maddi varlığı olmayan Avrupa Para Birimi (European Currency Unit, ACU) ve Tek Pazar oluşturulmaya bağlanmıştır. 1990 tarihinde Ekonomik ve Parasal Birliğin oluşmasına paralel olarak, 1993’ te Tek Pazar (The Single Market) oluşumu tamamlanılmış ve 1992 Maasrtricht Anlaşması ile Avrupa Birliği’ ne dönüşen AET’ nin 3 temel taşından birini teşkil eden “Ekonomik ve Parasal Birliğin” oluşturulması amacıyla hazırlıklara bağlanmıştır: ilk aşamada; “Avrupa Para Enstitüsü” Frankfurt’ ta kurulmuş ve üye devletler arasında koordinasyon oluşturulmaya çalışılmıştır. ikinci aşamada; 15 - 16 Aralık 1995 tarihli Avrupa tarihli Avrupa Konseyi Madrid Zirvesi’ nde “EURO” Avrupa para birimi olarak kabul edilmiş, 16 - 17 Haziran 1997 Avrupa Konseyi Amsterdam Zirvesi’ nde EURO’ nun hukuki ve teknik çerçevesi (0,01 - 0,02 - 0,05 - 0,1 - 0,2 - 0,5 - 1 - 2 euro madeni paraları (euro cent) ve 5, 10, 20, 50 , 100 , 500 euro banknotları) belirlenmiştir. Euro’ ların bir tarafı standard olarak tesbit edilip, diğer tarafları tedavüle çıkaran üye devletin insiyatifine bırakılmıştır. Böylelikle, 1 Ocak 1999 tarihinde EURO, öngörüldüğü şekilde hayata geçirilebilecektir. Bunun anlamı şudur; EURO üzerinden işlemler yapılabilecek, hisse senetleri alınıp satılabilecek fakat, madeni ve kağıt para olarak, ancak 1 Ocak 2002 yılında değişim aracı olarak günlük hayata geçtiğinde, mevcut 15 Avrupa para birimlerinin bir bölümü tedavülden çekilecektir. EUROLAND’ de yer alacak ülkeler, Avrupa Birliği Para Enstitüsü-Ulusal Merkez Bankalar ve AB Komisyonu arasındaki koordinasyon sağlanılarak hazırlanan 25 Mart 1998 tarihli “tavsiye raporu ve istikrar paketi” konusunda (Maastricht kriterlerine uyum sa?alyan), AB üye ülkeleri Maliye Bakanları’ nın, 22 Nisan 1998 tarihinde Lüksemburg’ da düzenledikleri ECOFIN Konsey toplantısında, Ab Komisyonu ve Hollanda tarafından desteklenilen Federal Almanya Maliye Bakanı Theo Waıgel, ilk dalgaya katılacak üye ülkenin hazırlayacakları “bütçe istikrar paktı” na destek vermişlerdir. 2 Mayıs 1998 tarihinde AB Parlamentosu’ nca yapılan özel (tarihi) Genel Kurul toplantısı sonucu; 468 evet oyu (64 red, 24 çekimser ile kabul edilmiştir. EURO bölgesine katılacak 11 üye ülke; Almaya, Avusturya, Belçika, Fınlandiya, Fransa, İrlanda, İtalya, İspanya, Hollanda, Lüksemburg ve Portekiz’ den oluşmaktadır. İngiltere (opting-out), Danimarka ve İsveç ise kriterlere uyum sağlamış olmalarına rağmen, bekle-gör mantığı gereği, ilk dalgada yer almayacaktır. Aynı gün, AB Merkez Bankası Başkanlığı’ na Wim DUISENBERG-Hollanda ve yönetim kuruluna ise; Christian NOYER - Fransa, Otmar Issing - Almanya, Tommaso PADOA-SCHIOPPA - İtalya, Eugenio DOMINGO-SOLANS - İspanya, Sirkka HÄMÄLÄINEN - Finlandiya atanmışlardır. Bu şekilde oluşturulan AB Konsey üyelerinin özgeçmişleri incelendiği zaman, monolitik ve teknik bir yapıya sahip oldukları gözden kaçmamaktadır. 8 yıllık bu görev Fransa’ nın itirazları sonucu, 4 yıl olarak belirlenip, bu sürenin sonunda başkanlık Fransa’ ya geçecek şekilde uzlaşılmıştır. Bu arada, EURO’ nun en az Dolar ve Yen kadar güçlü bir para birimi olacağı, hatta Dolar’ dan sonra en ok kullanılacak ikinci para olacağı ve aşağıdaki avantajları sunacağı, AB politikacıları ve ekonomistleri tarafından şöyle ifade ediliyor. - Tek para birimi, mevcut ticaretin % 70’ inin birlik üyesi ükeler arasında yapıldığı gözönüne alındığında dözviz kuru değişimlerineden doğan kayıp ortadan kalkacaktır. - istkrarlı tek fiyat uygulaması sağlayacaktır. - Euro bölgesine dahil ülkeler, ticari işlemlerinde ve banka transferleinde kendilerini rahat hissedecekler. - Rekabet etkisi artacağından, mal ve hizmetlere yansıyacak ve bunda tüm topluluk faydalanacaktır. Böylelikle, büyüme teşvik edilecek ve işsizlik sorununun çözümüne yardımcı olacağı. BelçikaFlaman Hükümeti, 22 Nisan 1998’ de onayladığı bir ön-karar ile EURO’ nunkullanımını, 31 Aralık 1991 tarihine kadar “ne yasaklayacak, ne demecbur tutacak”. ör: şirketler kredi, sübvansiyon, sermaye, vergi, alım vs... ödemelerini euro olarak yapabilecekler. Kamu hizmetleri tutarı, 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren BEF ve EURO olarak afişe edilecek. Ayrıca tüm bu çalışmalar, 10 Haziran 1996 yılında Brüksel’ de modern ve sofistike borsalar düzeyinde kurulan ve elektronik altyapı ile hizmet verem EASDAQ (European Association of Securities Dealers Automated Quotation) kurumu aracılığı ile sermayenin serbest dolaşıma girmesini sağlayarak desteklenecektir. (Türkiye, İsrail ve ABD’ de EASDAQ projesine dahildir.) Diğer üye ülkelerde de, bu ve benzeri çalışmalar yapılarak, kurumlar ve toplumlar bilgilendirilmektedir. Ulusal Parlamentolarda EURO lehine pozitif oldu?u kadar, negatif tartışmalarda yapılmaktadır. Halihazırda sanal olarak yaratılmış olan EURO’ ya güven konusu, katılan ve katılmayan üye ülkelerde tartışılmakla birlikte, geçiş hazırlıkları yapılmaktadır. Üçüncü ve son arama olan 1 Ocak 1999 itibariyle, Ekonomik ve Parasal Birlik ve Avrupa Merkez Bankası fonksiyonel hale getirilecek ve 1 Ocak 2002 itibariyle banka hesapları, muhasebe kayıtları, banknot ve madeni para tedavülü, bankamatik cihazlarının uyumları, tahviller, transferler vs. işlemler günlük hayata geçirilmeye çalışılacaktır. AB ile Türkiye arasında siyasi soğukluğun, Gümrük Birliği çerçevesindeki ticari ortağımız olan AB ile ilişkilerimizi bu yolla doğrudan ve uluslrararası piyasalarda üstleneceği rol ile dolaylı olarak etkileyeceği gözönünde bulundurularak, gerekli hazırlıkların kamu ve özel sektör bazında yapılması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’ nin bu değişime uyum sağlayabilmek amacıyla, ticari sözleşmelerini yeniden gözden geçirerek; “araştır ve değiştir” mantığı ile hareket etmesi ve fiyat değişimlerine karşı hazırlıklarını da, GB çerçevesinde değerlendirmesi gerekecektir. özellikle uyum aşamasında bankacılık sektörü, doğal olarak T.C. Merkez Bankası önemli bir rol üstlenecektir. Sanayi devriminden bilgi çağına geçilen ve bütünle?mekte olan dünyada, mevcut yeniliklerden Türkiye’ yi soyutlamak mümkün değildir. Batı stamdartlarında yaşamak arzusuna sahip olan Türk toplumunun, Batı şartlarında performans göstermesi de gerekmektedir. Bundan dolayı, düşünce-davranış sistemlerimizde ve kurumsal alanlarda köklü bir değişikliğe ihtiyacımız vardır. Düşünsel ve eylemsel alanda en azından tükettiğimiz kadarını üretmek zrounda olduğumuzu unutmamalıyız !... Elbette ki, silikon vadisinin parası olan 60 yıldan fazla tarihsel güvene, düşük transfer masraflarına, büyük likiditeye sahip olan ve halihazırda dünya ticari işlemlerinin % 50’ si üzerinde yapılan Amerikan Doları karşısında, kömür madenleri ile desteklenilen EURO’ nun nasıl bir trend sergileyeceğine ve TL’ nin izleyeceği trende de, önümüzdeki yıllarda herp birlikte tanık olacağız... HAKAN HANLI: “EUROPEAN
MONETARY UNION (EMU) - EURO
Elegans'a mail |